Psiko Aromaterapi
Beyinde koku duyusuna ayrılmış olan alan oldukça büyüktür. Limbik sistem, duygusal durum ve vücut kimyası üzerinde oldukça derin etkilere sahiptir. Hipotalamus üzerinde güçlü bir bağlantısı olup, davranışlar üzerinde daha yeni bir yapı olan neokorteksten daha fazla etkisi vardır. Beynin ödül merkezi bu alanda bulunur. Limbik sistem, büyük oranda otonom sinir sistemi ve endokrin sistemi üzerinde etki ederek çalışır. Duyguların oluşmasında limbik sistemin bir elemanı olan amigdalanın önemli bir rolü olduğu kabul edilmektedir. Koku limbik sistemle direkt bağlantısı olan tek duyudur.
İnhalasyon veya difüzör yardımıyla açığa çıkarılan kokudaki amaç bu sisteme erişim sağlayabilmektir.
Psiko Aromaterapi , hayvan aromaterapistinin vakayı bir psikolog edasıyla ele almasını ifade eder. Yani uçucu yağ seçilmeden önce, bireyin geçmişiyle ilgili bilenen ne kadar detay varsa hepsi öğrenilir, bu konuda yardımcı olacak ve uygulama alanı olan uçucu yağlar seçilir ve bireye seçilmiş olan uçucu yağlar belirli bir uygulama prensibiyle koklatılarak kendisinin seçmesi beklenir. Bunun yapılmasındaki amaç, kendi kendine seçimini yapacak olan canlıda ilave stres yaratmamak ve seçim yapma şansı verilerek var olan stresinin de azaltılmasına yardımcı olabilmektir.Canlıya, kendisini daha iyi hissetmesi için neye ihtiyacı olduğunu seçme fırsatı vererek (doğada olduğu gibi), bu stresi azaltıyoruz. Bu, ruhu derinden etkiler ve hayvanın sürekli bir düşük dereceli stres durumunda yaşamaktan kaynaklanan davranışları bırakmasına imkan tanır.
Her bir uçucu yağ her hayvan için uygulanabilir değildir. Bazı bitkilerin taşıdığı kimya yaşanan probleme destek olmak için oldukça güçlü olabilir , ancak aromaterapinin felsefesinde her zaman az olan iyidir yaklaşımı vardır. Bu bir nevi homeopatiye de benzer bir duruş gösterir. Bir hidrosolü defalarca defalarca seyrelterek homeopatik bir remedymiş gibi kullanabilmek mümkündür. Aynı şekilde bu uygulama, çiçek özleri terapisinin mantığına da benzer. Bu terapide de çiçek özlerinin son derece seyreltik hali kullanılmakta ve çok daha hafif bir çare elde edilmektedir. Toynaklı hayvanlarda uçucu yağların kullanım alanı çok daha geniş olmasına rağmen ; felsefe değişmez ve zoofarmakognozi/ kendi kendine seçim prensibi yine uygulanmalıdır.
Evcil hayvanlardaki travmatik sorunların çözümü, sorunun temeline inebilmek için öncelikle sorunu anlayabilmenin zorluğuyla başa çıkabilmeyi, bu konuda sakin ama ısrarcı olabilmeyi ve doğru zamanı seçebilmeyi gerektirir. Hayvanlar sürekli olarak aynı uçucu yağı kabul etmeyeceklerdir. İhtiyaç bittiği anda ilgi de azalmaktadır. Ya da zaten yanlış bir seçimdir ve hiç ilgi göstermeyebilir. Travmatik durumların temizlenebilmesi için ortam olabildiğince sakin olmalı, canlı konfor alanında olmalıdır. Güçlü kimyası olan uçucu yağlar bazı ilaçlarla etkileşime girebilirler. Bu yüzden kullanılan ilaçlara göre seçim yapmak, gerekirse veteriner hekimi ile görüşerek durumu istişare edip onay almak oldukça önemlidir.
A,b,c yağını veya hidrosolünü alın içine su koyun, çalkalayın, kedinizin,köpeğinizin üzerine sıkın gibi bir tavsiye ararsanız benim sayfalarımda böyle bir bilgi bulamayacağınızı size garanti ederim. Bu yaklaşımlar doğru olmadığı gibi canlı açısından da etik uygulamalar değillerdir. Eğer böyle bir tavsiyeyi emin olmadığınız bir kaynakta gördü iseniz durun ve yapmayın. Emin olun bir uçucu yağı hiç kullanmamak , yanlış kullanmaktan çok daha iyi bir seçimdir.
Sağlıkla kalın.
B.N.B